Yetiştiricilik

Armut Yetiştiriciliği

Armut, ülkemizin bütün bölgelerinde rahatlıkla yetişebilen bir türdür. Son yıllarda Asya veya Japon armudu olarak bilinen çeşitleri de yetiştirilmeye başlanmıştır.

İklim

Ilıman iklim meyve türü olan armut kış soğuklarına elmadan daha az dayanıklıdır. Armut ağacı, kış dinlenme döneminde kısa süreli (- 20, – 25 oC) düşük sıcaklıklara dayanabilir. Eğer süre uzarsa önce genç sürgünlerde, daha sonra ağacın tamamında zararlanmalar meydana gelir.

Özellikle kışları soğuk geçen bölgelerde sonbaharda kışa doğru verilecek olan su miktarı ve sulama zamanı dikkatli seçilmelidir. Ayrıca kullanılan anaçların ve çeşitlerin de soğuklara toleransları farklıdır. Armut çeşitlerinin bir çoğu düzenli çiçek açabilmek için 7.2 oC ‘nin altında toplam 1000-1500 saatlik kış dinlenmesine ihtiyaç duyarlar (Kış dinlenmesi kısa olan çeşitlere örnek olarak; Ankara, Kieffer, dinlenmesi uzun olan çeşitlere ise Göksulu ve Williams verilebilir).

Eğer bu ihtiyaç karşılanmazsa geç ve düzensiz çiçeklenme olur veya gözler hiç sürmez. Bu soğuklama ihtiyacı elmadan daha az olduğu için elmaya göre erken çiçek açarlar. Armutlar, meyvelerini olgunlaştırabilmek için elmaya göre daha fazla sıcaklık toplamına ihtiyaç gösterirler.

Genellikle kaliteli meyveler, bol güneşlenen ve aşırı yağışlı olmayan bölgelerden elde edilir. Armut yetiştiriciliğinin yapıldığı bölgelerde, özellikle ilkbahar geç donlarının meydana gelmemesi ve hasat dönemine yakın aylarda da şiddetli rüzgârların oluşmaması arzu edilir.

Toprak

Armut için en ideal toprak tipi; geçirgen, derin, sıcak ve organik madde miktarı yüksek olan topraklardır. Kullanılan anaca göre değişmekle birlikte, kumlu topraktan killi topraklara kadar, birçok toprak tipinde rahatlıkla yetiştirilebilir. Fakat aşırı kurak topraklarda yetiştirilen armutların meyveleri su düzeni bozukluğundan, kumlu ve şekilsiz olur. Ayrıca, nemli ve killi topraklarda yetiştirilen ağaçların meyveleri ise fazla iri, bol sulu, gevşek dokulu ve dolayısıyla da depoda kısa ömürlüdür.

ANAÇLAR

Ülkemizde armut için anaç olarak; Armut çöğürü , Armut klon anaçları ile birlikte Ayva klon anaçları (özellikle Quince-A, BA – 29 ve MC) kullanılmaktadır. Ayva klon anaçları‘nın avantajı, küçük ağaçlar meydana getirmesi ve kültürel işlemlerin düzenli yapıldığı taktirde daha kaliteli meyveler oluşturmasıdır.

Bunun yanında, özellikle Quince-A’nın dezavantajı; bazı çeşitlerle aşı uyuşmazlığı göstermesidir. Uyuşmazlık gösteren çeşitler için özellikle ülkemizde Beurre Hardy çeşidi ara anaç olarak kullanılmaktadır. Eğer bu olay dikkate alınmadan, her ayva anacı üzerine armut aşılanırsa ortaya aşı uyuşmaz kombinasyonlar çıkar. Bunun sonucunda da üreticiler ekonomik olarak büyük kayıplara uğrayabilirler.

Yapılan çalışmalar sonucunda, bu olumsuzluğu ortadan kaldıran ve armut çeşitlerinin büyük bir çoğunluğu ile aşı uyuşmazlığı göstermeyen BA – 29 ayva klon anacı da kullanılmaya başlanmıştır. Ayva ve armut anaçlarının büyük bir çoğunluğunun armut ateş yanıklığı hastalığına hassas olmaları nedeniyle, kullanılan anaçlarda da değişiklikler ortaya çıkmıştır.

Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan ıslah çalışmaları sonucunda Old Home ve Farmingdale çeşitlerinin melezlenmesi ile bu hastalığa yüksek oranda dayanıklı olan OH X F serisinin klon anaçları üretime sunulmuştur. Kireçli topraklarda armut yetiştiriciliği yapılmak isteniyorsa anaç olarak ayva, en son düşünülecek anaç olmalıdır. Ayrıca büyük ağaçlar meydana getiren Pyrus calleryana ve Pyrus betulealifolia türlerinin ağaçları da bu hastalığa dayanıklı anaç olarak üretimde kullanılmaktadır.

ÇEŞİTLER

Yetiştiriciliği yapılan armut çeşitleri, kısmen kendine verimli veya tamamen kendine kısırdır. Bunun için bahçe kurmadan önce çeşitlerin bu özellikleri araştırılmalı veya tek çeşitten değil, en az üç veya dört çeşitten oluşan bir bahçe planı oluşturulmalıdır.

Ayrıca çeşitlerin çiçeklenme tarihlerinin de birbiri ile karşılaşmasına özen gösterilmelidir. Tozlanma olayı arılarla gerçekleştirildiğinden, mutlaka armut bahçelerinde veya yakınında arı kovanı bulundurulması yararlı olacaktır. Ülkemizde yoğun olarak yetiştiriciliği yapılan çeşitler, daha çok Avrupa grubu (Pyrus communis) çeşitleridir. Asya grubu armut çeşitleri ise fazla yaygın olmamakla birlikte yetiştirilmeye başlanmıştır.

Bazı önemli armut çeşitleri

  • Ankara: Özellikle orta Anadolu’ da yaygın olarak yetiştirilen en önemli kışlık yerli çeşitlerimizdendir. Eylül sonunda hasat olumuna gelir. Meyveleri orta irilikte, sulu ve tatlıdır.
  • Deveci: Ağaçları orta kuvvette büyür ve yarı yayvan gelişir. Armut ateş yanıklığı hastalığına hassas bir çeşittir. Meyveleri çok iri, basık şekilli, ince kabuklu, sulu, az tatlı ve depo ömrü uzun olan bir çeşidimizdir. Meyveler ekim ayında hasat olumuna gelirler.
  • Akça: Yerli çeşitlerimiz içerisinde en erken olgunlaşan, meyvesi küçük, tatlı, ve sulu bir çeşittir. Temmuz ayının ilk haftasında hasat edilir. Yeme olumunda meyve sarımsı açık yeşildir.
  • Mustafabey: Temmuz ayının ikinci haftasında hasat edilen ağaçları kuvvetli büyüyen yerli çeşitlerimizdendir. Meyvelerin güneş gören tarafları kırmızı renk yapar
  • Santa Maria : Ağaçları orta kuvvette büyür ve ağustos ayı başında hasat edilir. Meyveleri tereyağı tipinde, iri, sulu, tatlımsı ve yeme olumunda çok açık sarı renklidir.
  • Williams: Dünyada en fazla yetiştirilen çeşitlerden biridir. Ağustos ayının üçüncü haftasında hasat olumuna gelir. Ağaçları orta kuvvette gelişir. Meyveleri orta irilikte, tereyağı tipinde, çok sulu ve tatlıdır. Yeme olumunda sarı renklidir.
  • Kieffer: Sağlıklı ağaçlar meydana getirir ve kısmen armut ateş yanıklığı hastalığına dayanıklıdır. Eylül sonunda hasat olumuna gelir.iri meyveli sulu ve depolamaya uygun bir çeşittir. Erken çiçeklenmesi bazı bölgeler için dezavantaj olabilir.
  • June Beauty: Yalova şartlarında Haziran ayı sonlarında olgunlaşan en erkenci armut çeşididir. Meyvenin güneş gören tarafı pembe yanak yapar. Hasat gecikirse unlulaşma meydana gelir. Erkencilik en büyük avantajdır.
  • June Gold: Temmuz ayının ilk haftasında olgunlaşır. Meyveleri yuvarlağa yakın şekilli, güneş gören meyveler koyu kırmızı renkli ve az suludur. Erkenci olmasına rağmen orta iri meyveli bir çeşittir.
  • Wilder: Temmuzun ikinci haftasında toplanır, ağaçları kuvvetli büyür, erkenci olan çeşitler içersinde meyveleri iri olan ve Marmara bölgesi için tavsiye edilen bir çeşittir. Hasat gecikirse unlulaşma meydana gelir.
  • Starkrimson: Ülkemizde yetiştirilen kabuk rengi sıvama kırmızı olan tek çeşidimizdir. Ağustos ayının ikinci haftasında olgunlaşır. Ağaçları orta kuvvettedir. Meyvesi tereyağı tipinde, sulu, tatlı olup yeme olumu kısa sürelidir.
BAHÇE KURMA

Seçilmiş olan bahçe yerinin; armut ağacının tüm isteklerini karşılayacak nitelikte ve iyi bir toprak hazırlığının da yapılmış olması şarttır. Eğer toprak hazırlığı iyi yapılmamış ise fidan çukurlarının geniş açılması fidanın gelişmesi yönünde mutlaka olumlu etki sağlayacaktır. Kapama armut bahçesi kurulacağı zaman mutlaka sertifikalı(sağlıklı, ismine doğru) bir yaşlı fidanların kullanılmasında fayda vardır.

Anaç olarak Quince-A kullanılmış ise, ağaçlara verilmesi gereken aralık ve mesafeler, çoğu çeşitler için 3×4 m; armut çöğürü anaç olarak kullanılmış ise 5×7 m önerilmektedir. Bu aralık ve mesafeler; çeşide, toprak şartlarına ve uygulanacak olan kültürel işlemlere göre değişebilir. Dikim budaması yapılan fidanların ılıman iklimlerde aşı yeri 5 cm kadar toprak üzerinde kalacak şekilde Kasım – Ocak ayları arasında dikilmeleri tavsiye edilir.

Daha soğuk olan bölgelerde ise fidan dikimi Şubat ve Mart aylarında yapılmalıdır. Dikim sırasında bahçede sağlıklı bir tozlanma ve döllenme için mutlaka aynı dönemde çiçek açan çeşit karışımlarına yer verilerek bahçe kurulmalıdır

KÜLTÜREL İŞLEMLER
Toprak İşleme
  • Armut bahçelerindeki toprak işleme; açık, örtülü veya yarı örtülü olarak yapılabilir. Açık toprak işlemede; değişik alet ve makinalarla tüm yıl boyunca bahçede yabancı ot çıkışına müsaade edilmez. Sürekli toprak işleme olayı vardır yağışı fazla olan ve meyilli arazilerde uygulanması tavsiye edilmez. Örtülü toprak işlemede ise bahçede herhangi bir toprak işlemesi söz konusu değildir. Sadece aşırı boylanmış olan otlar biçilir veya özellikle ağaç altlarında yabancı ot ilaçları ile düzenli bir mücadele yapılır.
  • Yarı örtülü veya geçici örtülü toprak işlemede ise bahçede toprak işlemenin uygun olduğu ilkbahar ve yaz aylarında işleme yapılır. Sonbahar ve kış aylarında ise bir kez toprak işleme yapılır veya hiç yapılmaz.
  • Anaç olarak ayva veya bodur gelişen diğer klonların kullanıldığı armut bahçelerinde eğer toprak işlemesi yapılıyor ise mutlaka yüzeysel (10 – 15 cm) olmalıdır. Özellikle genç bahçelerde yabancı ot ilacı kullanırken dikkatli olunmalı ve ağaç gövdeleri ilacın etkisinden korunmalıdır. Aksi takdirde genç ağaçların gelişmesi bundan olumsuz etkilenir. Ağaç sürgün ve yapraklarında cüceleşme, alt bölümlerdeki meyvelerde aşırı pas, sonucunda da çürüme meydana gelir.
Sulama

Kaliteli meyve almayı en fazla etkileyen kültürel işlemlerden birisidir. Bunun için özellikle aktif gelişme döneminde bahçelerin düzenli olarak sulanması zorunluluk arz eder. Bodur anaç kullanılmış bahçelerde hem düzenli ve hem de sık aralıklarla sulama yapılmalıdır. Çünkü kök gelişimi yüzeysel olduğu için ağaç topraktaki suyun ani değişiminden etkilenebilir.

Bunun sonucunda da ağacın gelişmesinde ve meyve kalitesinde bozulmalar olur. Su düzeni bozulmuş bahçelerdeki meyveler kumlu (taşlı) bir yapı kazanır ve sonuçta pazar değerini kaybederler. Yine aşırı sulama yapılan bahçelerde de meyveler fazla irileşir ve bol sulu olurlar. Bu da meyvenin pazar ve depo ömrünün kısalmasına neden olur. Bu nedenle suyun az veya fazla olması meyve kalitesinibozmaktadır. Meyve bahçelerinde yapılması gereken en uygun sulama şekilleri; damla ve mikro yağmurlama olarak belirtilmektedir.

Gübreleme
  • Tüm meyve bahçelerinde olduğu gibi, armut bahçelerinde de dengeli ve düzenli bir gübreleme yapmak için mutlaka belirli aralıklarla toprak ve yaprak analizleri yaptırılarak analiz sonucuna göre bahçenin gübre ihtiyacı belirlenmelidir.
  • Verilecek olan kimyasal gübreler, ağaçların taç iz düşümü içersine ama asla gövdeye ve köklere temas etmeyecek şekilde uygulanmalıdır. Bitkinin daha fazla ihtiyacı olan makro elementler hemen hemen her yıl, mikro elementler ise ihtiyaca göre verilmelidir. Armutlarda demir vebor noksanlıklarına sık rastlanmaktadır.
  • Yine kimyasal gübrelemenin haricinde ağaçların ihtiyacı olan organik maddenin de toprağa kazandırılması olayı unutulmamalıdır. Toprağın bu ihtiyacı, hayvan gübreleri veya diğer organik maddelerin toprağa karıştırılması ile giderilir. Verilecek olan hayvan gübresi, yanmış olmamalıdır.
Budama
  • Armut yetiştiriciliğinde budama olayına fidanın alınması ile başlanır.
  • Ağaçlara verilmesi düşünülen terbiye sistemleri; Anacın ve çeşidin büyüme gücüne, büyüme şekline, seçilen bahçe yerinin yöney ve toprak tipine, çeşidin meyve iriliğine, uygulanacak olan kültürel işlemlere göre seçilir. Verilmesi düşünülen şekle göre önce gerekli ise fidanın tepesi alınır ve daha sonra kök budaması yapılarak fidanı ilk budama işlemi tamamlanmış olur.

İlk yıl gelişme döneminde de gerekli eğme, bağlama ve kesme işlemleri ile budamaya yaz aylarında da devam edilir. Yaz aylarında yapılan bu budamalar aşırıya kaçmamak şartıyla ağacın ömrü boyunca devam ettirilebilir. Esas olan budama ağacın uyku döneminde yapılır ve daha sert kesimlerle gerçekleştirilir.

Bu türün pratikteki üretici bahçelerinde uygulanan çok fazla ve değişik budama şekilleri mevcuttur. Armutta yapılan en büyük hatalardan birisi de her bölgede ve her çeşide Goble (Çanak) terbiye sisteminin uygulanmaya çalışılmış olmasıdır. Bu sistemi uygulamayı gerektirecek başlıca iki neden bölgenin aşırı yağışlı ve çeşidin de yuvarlağa yakın(- yayvan) bir taç yapma eğiliminde gelişmesi olmalıdır.

Armut ağaçlarının genelinde hakim olan dikine büyüme eğilimi nedeniyle, dike yakın olan budama şekillerinin verilmesi ve uygulaması daha kolaydır. Özellikle son yıllarda artan sık dikim nedeniyle bu tip sistemler daha da önem kazanmıştır.

Bahçelerde en fazla uygulanan sistemlerden bazıları; doruk dallı, değişik doruk dallı, palmet, kordon (duvar sistemi) vb…. olarak verilebilir. Bu sistemlerin her birinde de tek ve dik bir ana gövde ve bu gövdenin üzerinde de yan dalların değişik modifikasyonlarından oluşan bir şekil mevcuttur. Ağaçlara uygulanan şekil budaması ağırlıklı olarak ilk 5 – 7 yılda yapılır.

Daha sonraki budamalar ise şeklin korunmasına ve verime yöneliktir. Yapılan verim budamalarında çiçek ve yaprak gözlerinin oranları arasında bulunan fizyolojik dengenin korunmasına özen gösterilmelidir. Yine verim budaması esnasında armut ağaçlarında gerekmedikçe sert çekirdeklilerdeki (Şeftali vb.) gibi yıllık sürgünler üzerinde şiddetli bir kesim yapılmamalıdır. Eğer gerekli ise bazı sürgünler dipten kesilmeli bazılarında da kısaltma işlemi yapılmalıdır. Verim budaması düzenli olarak her yıl mutlaka ağacın gelişme kuvvetine göre yapılmalıdır. Ağaçların fizyolojik dengesi için genellikle genç ağaçlar hafif, yaşlı ağaçlar ise biraz daha sert budanır.

Budama olayı (Sanatı) ne kadar anlatılırsa anlatılsın şekillerle detaylı olarak çizilmedikten ve uygulaması yapılmadıktan sonra anlaşılması en güç olaylardan birisidir. Bunun için metin içersinde fazla detaya inilememiştir. Budamayı gerçekleştirecek olan kişi öncelikle usta olmalı ve ağaç üzerinde hatalı kesimler yapmamalıdır. Yapılacak olan hatalı budama sonucunda ağaç bundan yaşamı süresince olumsuz olarak etkilenecektir.

Meyve Seyreltmesi

Meyve tutumunun fazla olduğu yıllarda Haziran (küçük meyve) dökümü gerçekleştikten sonra özellikle orta ve geç dönemde olgunlaşan çeşitlerde meyve seyreltmesi yapılmalıdır. Kısa sürede hasat olumuna geldikleri ve erkenci çeşitlerin çoğunluğunda meyve iriliği az olduğu için, bu çeşitlerde özel durumlar hariç, meyve seyreltmesi yapılmaz.

Meyve seyreltmesi elle veya bazı kimyasal maddelerle yapılabilir. Fakat en sağlıklı ve düzenli olanı elle yapılan seyreltmedir. Armutta eğer meyve hüzmeleri birbirine çok yakın (5 – 10 cm) ve çeşitte aşırı iri meyveli değil ise her hüzmede en az iki meyve bırakılarak seyreltme işlemi tamamlanır. Eğer çeşit iri meyveli ve hüzmeler de birbirine yakın ise, bazı hüzmelerde bir meyve bırakılır veya meyvelerin tamamı koparılmalıdır. Meyve seyreltme işlemi mutlaka erken dönemde yapılmalı, fazla geç bırakılmamalıdır.

HASAT

Armut meyveleri yeme ve hasat olumu olmak üzere iki farklı dönemde hasat edilirler. Erkenci veya yazlık çeşitler, yeme olumunda hasat edilip doğrudan pazara sunulurlar. Güzlük ve kışlık çeşitler ise hasat olumunda ağaçtan toplanırlar ve belirli sürelerle olgunlaştırma odasında bekletilerek yeme olumuna getirilirler. Bu çeşitlerin gönderileceği pazarlar uzak ise bu süreler taşıma esnasında da geçirilebilir.

Çeşitlerin ister yeme olumunda isterse hasat olumunda ağaçtan kopartılma zamanlarını tayin eden bazı kriterler bulunmaktadır. Bu kriterlerin bazıları sırasıyla; Meyve iriliği, Kabuk zemin rengi, Meyve eti sertliği, Suda eriyebilir şeker oranı, Tam çiçeklenmeden hasada gün sayısı, Meyvenin daldan kopma direnci, Meyve etindeki nişasta dağılımı vb… olarak verilebilir.

Bir çeşidin hasat zamanın gelip gelmediği bu noktalar dikkate alınarak belirlenmelidir. Eğer hasat erken yapılırsa; meyveden istenen renk, tat ve irilik elde edilemediği gibi yola ve depoya dayanım süresi kısalarak meyvenin su kaybetme riski de artar.

Hasat erken değil de geç yapılacak olursa; hasat öncesi dökümler artarak meyvelerde unlulaşma ve su kayıpları meydana gelebilir. Hasat mutlaka elle yapılmalı ve saplı olarak kopartılan meyveler, dikkatli bir şekilde toplama kaplarına konulmalıdır. Aksi takdirde, meyvelerdeki zararlanma oranını arttırmış oluruz. Hasat edilen meyveler ayırma ve boylama işlemine tabi tutulduktan sonra en kısa sürede pazara veya bazı kimyasallarla (depo kayıplarını azaltmak için) muamele edilerek muhafaza ortamlarına alınmalıdırlar.

Kullanılan anaca ve uygulanan kültürel işlemlere göre ağacın verime başlaması ve ağaç başına alınan verimler arasında büyük farklılıklar bulunmaktadır. Anaç olarak armut veya diğer kuvvetli gelişen anaçlar kullanılmış ise ağaçların ekonomik anlamda meyve verebilmeleri için en az 5 – 6 yıl gibi bir süreye ihtiyaç duyulmaktadır.

Eğer kuvvetli gelişen anaçlar değil de daha zayıf gelişen ayva klonları gibi anaçlar kullanılmış ise, bu süre, 2 veya 3 yıldır. Bununla birlikte, zayıf gelişen anaç kullanılarak sık dikim (1 X 4m) yapılmış ve iki yaşlı dallanmış fidanlar kullanılır ise bu süre iki yıldır. Ağaç başına verimler dikkate alındığında, tabii olarak büyük ağaçlar oluşturan kuvvetli anaç üzerine aşılı çeşitlerin verimleri fazla gibi gözükebilir. Fakat ister dekar/verim olsun, isterse elde edilen meyve kalitesi bakımından olsun, sık dikimler çoğu zaman daha avantajlıdır.

Çünkü ağaçlar küçük taç hacmine sahip olduğu için havalanması ve güneşlenmesi homojendir. Bunun sonucunda da, bu ağaçlardan elde edilen meyveler ister renklenme, isterse irilik bakımından olsun, büyük taç hacmine sahip olan ağaçlardan toplanan meyvelere göre daha üstün kaliteye sahiptirler.